Aç Kalmak Şişmanlatıyor
İster şişman olun, ister şeker hastası olun, ister kalp hastası olun, çocuk olun. Tedavinin temeli sağlıklı ve dengeli beslenme alışkanlıklarının kazanılmasıdır.Dergilerde, gazetelerde ve internette gördüğümüz o "hemen kilo verdiren mucize diyet" leri hemen deneriz öyle değil mi?
Türkiye Diyetisyenler Derneği (TDD) İstanbul Şube Başkanı ve İstanbul Üniversitesi (İÜ) Kardiyoloji Enstitüsü Diyetisyeni Selma Önelge Gür, yaptığı açıklamada, 'diyet' kelimesinin şimdiye kadar çok yanlış kullanıldığını ve tüketildiğini vurgulayarak, "Yapılan herşey sağlıklı beslenme temelinde olmalı.
Oysa o diyetler tek besine dayalı ve zararlıdırlar.Üstelik kilo vermeyi beklerken sadece vücudumuzdaki suyu atıp daha da çok kilo almamızı sağlarlar. Kişinin enerji ihtiyacının yüzde 55'i karbonhidratlardan, yüzde 15'i proteinlerden, yüzde 25-30'u da yağlardan gelmelidir. Bu dengeyi sağladığınız zaman, beslenme tedavisini halledebilirsiniz. Dolayısıyla, zayıflama diyetleri de bundan ayrı düşünülemez" dedi. Diyetler açısından rant çok fazla olduğu için, bir çok kişinin de estetik kaygılardan dolayı zayıflamaya çalışmasını
n, bu işi bir pazar haline getirdiğine dikkat çeken Diyetisyen Gür, "Zayıflamak isteyen bir kişinin, öncelikle şişman olup olmadığının tespit edilmesi gerekiyor. Bunun için de 'Beden-Kütle Endeksi' denilen bir ölçümden yararlanılır. Ölçüm aralıklarına göre şişmanlık tanısı konur. Böylece ideal kilonun ne olması gerektiği belirlenir. Eğer kişi şişmansa, güvenilir bir sağlık kuruluşuna başvurma
sı gerekiyor. Şişmanlık, tedavisi zorunlu bir hastalıktır. Hastalığın seyir özelliğinde olduğu gibi süreklilik gösterir. Tedavi diyetisyen, hekim ve hatta psikologların ortak çalışmasını gerektiriyor" diye konuştu.
Öğün disiplinine çok iyi uyulmalı
Gür, aç kalınarak kısa sürede zayıflamanın sağlığa aykırı olduğunu ifade ederek, "Aç kalmak, şişmanlamanın bir başka yolu. Çünkü bedenimiz açlığa göre değil, sık aralıklarla beslenmeye göre programlanmış. Bunun için de öğün disiplinine çok iyi uymamız gerekiyor. Eğer biz yemeklerim
izi aralıklı olarak yersek, beden aç kalma tehdidi içinde olduğunu düşünüyor. Bundan hareketle beden, yenen tüm yiyecekleri depoluyor. Kıtlık dönemlerinde kullanmak üzere yağa dönüştürüyor. Bunu yaparken de metabolizmayı yavaşlatıyor. Dolayısıyla tek öğün beslenmek aoteinler, yağlar, karbonhidratlar, öğün atlamak, şişmanlığın nedenlerinden biridir" dedi.
Gür, gençler arasında 'yememe takıntısı' adı verilen bir uygulamanın da yaygın olduğuna dikkat çekerek, "Zayıflamaya genellikle estetik gözle bakıldığı için, gençler arasında yaygınlaşıyor. Özellikle genç kızlarda "Bulimia" ve "Anoreksia nevrozu" olarak tanımlana
n yeme davranış bozuklukları görülebiliyor. Çok aşırı noktada ölümle sonuçlanan ve tıbbi tedavisi gerekli olan ciddi hastalıklar... Gençlere yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenmeyi öğretmemiz lazım" diye konuştu.
Yapılan en büyük hatalardan bir tanesinin de su içmemek olduğunu kaydeden Diyetisyen
Selma Önelge Gür, "Vücudumuzun yüzde 60'ı su. Bunun için mutlaka yeterince su almamız gerekiyor. Tabii ki hareketsizlik de şişmanlığın en önemli faktörlerinden biri" diye konuştu.
Gür, çok düşük kalorili diyetlerle, tek besinle beslenmede, gerçekten yağ dokusunun kaybedilemeyeceğini belirterek, "Bu süreçte hızlı verilen kilolarda kayıp, yağsız kitle dediğimiz kaslarımızda ve vücudumuzdaki su kaybından oluşur. Bu program süreci bittikten sonra yiyecek stiline alışkanlık kazanmazsak, eski beslenme tarzımıza dönersek, tekrardan kilo almaya başlarız. Çok hızlı bir şekilde eski kilolarımıza döneriz. Ve bu süreklilik arz ettiği takdird
e her seferinde metabolizmamız değiştiği için kilo vermekte daha da zorlanırız. Zayıflamada asıl hedef, beslenme alışkanlıklarımızı değiştirerek bunu hayat biçimine dönüştürmek ve sürekli kılmaktır" dedi.
Egzersiz olmadan zayıflamak hayal
Diyetisyen Gür, kişi, yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazanmadıysa, vücudunun karın bölgesine sürdüğü zayıflatıcı kremden yararlanamayacağını vurgulayarak şunları kaydetti: "Siz günlük yaşantınızda egzersizi olma
zsa olmaz kural haline getirmediyseniz, sonuç alamazsınız. Yeşil çay gibi bitkisel içeceklerin zayıflatıcı özelliği bilimsel olarak kanıtlanmamıştır. Ancak sıvı ihtiyacını sağlamada çeşnilik katabilir. Ama hiçbir zaman tek başına zayıflatıcı fonksiyonları yoktur. Yani yeterli ve dengeli besleniyorsanız, bir-iki bardak bitkisel çay içebilirsiniz".
Akupunkturla zayıflamaya inanmadığını anlatan Gür, "Şişmanlık bir enerji dengesi olduğuna göre, aldığımız enerji ile harcadığımız enerji
dengelenmediği takdirde sorundan kurtulamayız. Akupunkturda bireyin doyma merkezi etkileniyor. Ama insan zihninde kararlılığını ve beslenme programına katılımını sürdürürse ve ihtiyacı kadar yerse sorunu çözecektir diye düşünüyorum.
Bu konuda yapılan bir başka yanlış da akupunktura giden bireylere verilen diyetlerin çok düşük kalorili diyetler olması. Sağlıklı değil, bunun doğru bir yol olduğunu ben düşünmüyorum" diye konuştu. Diyetisyen Selma Önelge Gür, 'hipnoz'un ise eğer kişi çok uzun yıllar boyunca sorununu çözememişse ve şişmanlamasının altında psikolojik olaylar yatıyorsa, onu açığa çıkarmak, onunla baş edebilmek için uygulanan bir yol olduğunu bildirerek, "Bunu da birey kendi kendine ya da psikolog yardımıyla bulabilir diye düşünüyorum" dedi.
|