KAPLICALARDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN KURALLAR
Kaplıca tedavisinin önemli konularından biri de, kaplıcada kaç gün kalınacağıdır. Bu süre 21 gün olmakla birlikte halkımız genellikle kaplıca tedavisini 15 gün olarak uygular. İçme tedavisi de öteden beri 3 gün olarak yapılır. Genellikle üç haftalık ve 21 banyoluk kürlerin tedavi edici etkisi olduğu, uzmanların ortak görüşüdür. Öte yandan, özel durumları dikkate alınırsa, her kişiyi 21 gün kaplıcada tutmanın mümkün olmadığı da düşünülmelidir. Kaplıca tedavisinin çok uzun süre devam etmesi de sakıncalıdır. Hastanın alıştığı bir çevreden ayrı, disiplinli ve yorucu tedavilerle geçen bir hayat tarzı, hastalarda ruhi bunalımlar yaratabilir. Hastalar, içme ve kaplıcalara karşı bir tiksinti ve isteksizlik duymaya başlar. Önemli görülen hastalıklarda, tedavi süresini, çoğunlukla kaplıca hekimi ayarlayabilir. Her hastanın durumu değişik olduğundan, tüm hastalara aynı süre ve aynı çeşit tedavinin uygulanamayacağı açıktır. Mayıs ve Eylül ayları kaplıca için uygun zamanlardır.
Kaplıca Tedavisinda Banyoların Süresi :Kaplıcada ilk banyonun, on dakikalık bir süreyi kapsaması genellikle kabul edilmiştir. İkinci günden itibaren bu süre arttırılır ve yarım saate kadar uzatılır görüşü ağırlıktadır.
TEDAVİ MEVSİMİ
Genel olarak ifade etmek gerekirse, kaplıca tedavisinin mevsimi yoktur. Ancak gelenekler, bu konuda bir mevsim yaratmıştır. Daha doğrusu, kişi, kendine uygun bir zaman seçmekle birlikte en uygun mevsim ve zaman İLKBAHAR ve SONBAHAR'dır. Romatizmalılar, nevraljiler, ve şeker hastaları için yaz ayları, mide, bağırsak, karaciğer ve sinirle ilgili hastalıklar için de ilkbahar ve sonbahar ayları daha uygun mevsimdir.Bir yılda iki kez kaplıca tedavisinde, mayıs ve eylül ayları seçilebilir.Kaplıca bir hamam değildir. Şifa gücüne sahip yeraltı su kaynağı ve birer sağlık yurdudur. Bu nedenle, o kaynaktan fışkıran suların nasıl ve nerelerde kullanıldığını oralara gidenlerin biraz olsun bilip öğrenmelerinde her zaman yarar vardır.Ülkemiz ikliminin sertliği nedeniyle, ayrıca her kaplıcada kaloriferli otellerin olmayışı yüzünden insanlarımız, kaplıcalara çoğunlukla yaz aylarında gitmeyi tercih etmektedir. Kaplıcada sabun ve benzeri temizleyici kullanmayınız. Tedavinin etkisini azaltır. Sıcak havuza yavaş yavaş girmeli, su içinde olabildiğince hareketsiz kalmalıdır.
Eleman sayısının tesisin büyüklüğü ve sunulan hizmetin boyutuyla orantılı olası gerekir.
Sağlık uygulamasına öncelik verilen tüm kaplıcaların sağlıkla ilgili her türlü uygulamaları, bu alanda yetişmiş sağlık personelinin denetiminde olmalıdır. Eğitim görmemiş personelin bu uygulamaları yapması engellenmelidir.
Kaplıcalarda kullanılan her türlü havlu, peştamal gibi malzemeler klorla dezenfekte edilmeli, kaynar suda yıkanmalı, tersinden ve düz ütülenmelidir.
Kaplıca havuzlarının ve özellikle yüzülebilir büyüklükteki havuzların boşaltma ve drenaj güvenliği sağlanmalıdır. Her türlü emici boru sisteminin ağzında güvenlik ızgaraları bulunmalıdır.
Kaplıca sularına girmeden önce tüketicilerin banyo yapması veya duş alması sağlanmalıdır.
Kaplıca tesisatına ek bağlantılar ve onarımlar kaplıca tesisatının teknik planları göz önüne alınarak yetkili uzman kişilerce yapılmalıdır.
Kaplıca sularında flokülasyon, filtrasyon dezenfeksiyon aşamalarının ve kimyasal dengenin hatalı uygulanması sonucu meydana gelebilecek bulanıklık derin olmayan havuzlarda bile boğulma riskini arttırabilir.Bu amaçla kullanılan kaplıca biriminde kurtarma ve boğulmaya müdahale konusunda ilkyardım eğitimi almış elemanlar bulunmalıdır.
Kaplıcalarda tuvalet birimleri, fiziki alt yapısı, sayısı, kullanıcı kişi sayısına göre standartlara uygun olmalıdır.